HAFTALIK BÜLTEN - 01.10.2022
Geçtiğimiz hafta piyasalarda merkez bankalarının toplantıları takip edildi.
Politika faizini beklentiler paralelinde 75 baz puan artırarak %3,00-%3,25 aralığına yükselten Fed’in toplantı sonrasında paylaştığı tahminlerde üyelerin politika faiz oranı öngörülerini belirgin ölçüde yukarı yönde revize ettiği görüldü. Hafta içinde İngiltere Merkez Bankası da politika faizini yükseltirken, geçtiğimiz ay indirim kararı alan Çin Merkez Bankası’nın yanı sıra Japonya ve Brezilya merkez bankalarının toplantılarından değişiklik kararı çıkmadı. Yurt içinde nispeten sakin bir veri gündeminin takip edildiği haftada TCMB’nin 22 Eylül’deki PPK toplantısında aldığı 100 baz puanlık faiz indirimi kararının yansımaları izlendi. Bu hafta küresel piyasalarda ABD’nin kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksi ile Euro Alanı’nın enflasyon verileri ön plana çıkıyor. Yurt içinde ise sakin bir veri gündemi takip edilecek. Kaynak: Datastream
Fed politika faiz oranını 75 baz puan arttırdı.
Fed, 21 Eylül’de sonra eren toplantısında politika faiz oranını piyasa beklentileri paralelinde 75 baz puan artırarak %3,00-%3,25 aralığına yükseltti. Böylece Fed, art arda üçüncü 75 baz puanlık faiz artırımını gerçekleştirmiş oldu. Enflasyonun yüksek kalmaya devam ettiğine işaret eden Fed, toplantı sonrasında yayımlanan metinde hedef aralıkta devam eden faiz artışlarının uygun olacağını öngördü. Toplantı sonrası basın toplantısında konuşan Fed Başkanı Powell, enflasyon %2 olan hedef seviyesine gerileyene kadar sıkı para politikası duruşunu korumakta kararlı olduklarını belirtti. Fed üyelerinin 2022 sonunda politika faizi medyan tahmini %4,4 düzeyine yükselerek Fed’in önümüzdeki 2 toplantısında politika faizini en az 125 baz puan daha artırabileceğine işaret etti. Powell da konuşmasında üyelerin yüksek politika faiz oranı öngörülerine atıfta bulunarak, bu durumun Fed’in enflasyonla mücadelede ne kadar kararlı olduğunu yansıttığını ifade etti. ABD’de Ağustos ayında 43,7 seviyesinde bulunan hizmetler PMI verisi Eylül'de 49,2’ye, imalat PMI da 51,5'ten 51,8'e yükseldi. Böylece, bileşik PMI Eylül’de 49,3 ile 50 eşik değerinin altındaki seyrini sürdürdü. Merkez bankalarının kararları takip edildi. Geçtiğimiz hafta Fed dışındaki merkez bankalarının toplantıları da takip edildi. İngiltere Merkez Bankası (BoE) politika faiz oranını piyasa beklentileri paralelinde %1,75'ten %2,25’e yükseltti. BoE, ekonominin resesyona girdiğine yönelik göstergelere rağmen enflasyonla mücadelede “güçlü ve gerektiği şekilde" politika araçlarını kullanmaya devam edeceğini belirtti. Öte yandan, Japonya Merkez Bankası yendeki değer kaybına rağmen politika faiz oranlarında değişikliğe gitmezken, salgına yönelik devreye alınan özel fon tedariki programının kademeli olarak kaldırılacağını duyurdu. Brezilya Merkez Bankası art arda 12 artırımın ardından politika faizini %13,75 seviyesinde tutma kararı aldı. Çin Merkez Bankası da 21 Eylül’de gerçekleştirdiği para politikası toplantısında, 1 yıllık mevduat faizi ve 5 yıllık mortgage faiz oranlarını beklentiler paralelinde değiştirmeyerek sırasıyla %3,65 ve %4,30 düzeylerinde tuttu. Banka, Ağustos ayındaki toplantısında faiz indirim kararı alarak ekonomik aktiviteyi destekleyici yönde bir politika duruşu sergilemişti.
Lagarde para politikasında daha fazla sıkılaşmaya işaret etti.
ECB Başkanı Lagarde, Euro Alanı’nda talebi yavaşlatmak ve yüksek enflasyonu kontrol altına alabilmek amacıyla, faizlerin ekonomik büyümeyi sınırlandırabilecek düzeylere çıkarılmasının gerekebileceğini belirtti. Uzun vadeli enflasyon beklentilerinin ECB’nin %2’lik hedefinin üzerine çıkmakta olduğunu vurgulayan Lagarde, yüksek enerji fiyatlarından kaynaklanan arz şokunun bölge ekonomisinin potansiyelini düşürebileceğine dikkat çekti. Öte yandan, Avrupa’nın en büyük ekonomisi Almanya’da yıllık ÜFE enflasyonunun enerji maliyetlerindeki artışın etkisiyle Ağustos’ta %45,8’e yükselmesi bölge genelinde enflasyon endişelerini artırdı. Ayrıca, Eylül ayına ilişkin bileşik PMI verisinin 48,2 ile 20 ayın en düşük seviyesine gerilemesi ekonomik aktivitede ivme kaybının derinleştiğine işaret ediyor.
TCMB politika faizini 100 baz puan indirdi.
TCMB, 22 Eylül’de gerçekleştirdiği toplantısında politika faizi oranını %13’ten %12 düzeyine indirdi. Toplantı sonrasında yayımlanan metinde, 3. çeyreğe ilişkin öncü verilerdeki ivme kaybının azalan küresel talebin etkisiyle devam ettiği belirtildi. Bununla birlikte metinde sanayi üretiminde yakalanan ivmenin ve istihdamdaki artış eğiliminin sürdürülmesi açısından finansal koşulların destekleyici olmasının gerekliliğine vurgu yapıldı. Ayrıca, kredilerin büyüme hızının ve erişilen finansman kaynaklarının amacına uygun şekilde kullanılmasının yakından takip edildiğini belirten TCMB parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini destekleyecek araçların güçlendirilmeye devam edileceğinin de altını çizdi. Tüketici güveninde zayıf görünüm sürüyor. TÜİK tarafından yayımlanan verilere göre, tüketici güven endeksi Eylül’de aylık bazda 0,2 puan yükselerek 72,4 oldu. Gelecek 12 aylık döneme ilişkin genel ekonomik durum beklentisi ile dayanıklı tüketim mallarına harcama yapma düşüncesindeki iyileşme endeksi desteklerken, gelecek 12 ay ve mevcut döneme ilişkin hanenin maddi durum beklentilerinin endeksteki yükselişi sınırlandırdığı görüldü. Eylül ayında mevsim etkilerinden arındırılmış reel kesim güven endeksi aylık bazda 1,2 puan azalarak 100,2 düzeyine gerilerken, sektörel güven endeksleri gelecek 3 aya ilişkin talep beklentisindeki iyileşme paralelinde aylık bazda yükseliş sergiledi. Bu dönemde mevsimsel etkilerden arındırılmış kapasite kullanım oranı aylık bazda 0,7 puan artarak %77,3 oldu. Hisse senedi piyasalarında olumsuz görünüm… Başta gelişmiş ülkelerde olmak üzere küresel ölçekte önde gelen merkez bankalarının enflasyonla mücadeleyi önceliklendiren para politikası duruşu sergilemeleri hisse senedi piyasalarını olumsuz yönde etkiliyor. Özellikle Fed’in enflasyonla mücadelede resesyonu göze alacak kadar kararlı bir tutum sergilemesi geçtiğimiz hafta hisse senedi piyasalarında yoğun bir satış baskısı yarattı. ABD doları ise önde gelen gelişmiş ülke para birimleri karşısında değer kazandı. Yurt içinde BIST-100 endeksi de küresel piyasalardaki olumsuz görünüme paralel olarak geçtiğimiz haftayı kayıpla tamamladı. USD/TL’nin nispeten yatay bir seyir izlediği haftada Türkiye’nin 5 yıllık CDS primi 750 baz puan düzeyinin üzerine çıktı. Bu haftanın gündemi… Bu hafta yoğun bir veri gündeminin takip edileceği küresel piyasalarda ABD’nin kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksi ile Euro Alanı’nın enflasyon verileri ön plana çıkıyor. Yurt içinde ise Ağustos ayına ilişkin nihai dış ticaret verileri açıklanacak.